
NEWTON, SİR İSAAC ( 1642 - 1727 )
İsaac Newton, 1642 yılında doğdu. Bir çiftçi olan babası, doğumundan üç ay önce ölmüştü.
Newton, önce köy okullarında, sonra Grantham'da öğrenim gördü. 18 yaşında Cambridge Üniversitesi'ne girerek, matematik profesörü olan İsaac Barrow'un öğrencisi oldu. 1665 yılında, yani mezun olacağı yıl, veba salgını nedeniyle Woolsthorpe'a döndü.
Woolshorpe'da ışıkla deneyler yaptı. Beyaz ışığı bir PRİZMA'dan geçirerek, renk tayfını elde etti ( '' tayf '' terimini ilk kez Newton kullanmıştır ). Böylece beyaz ışığın, bütün renklerinin aynı anda görülmesinden oluştuğunu ortaya koydu. IŞIK ve OPTİK konusundaki araştırmalarını sürdürürken, MATEMATİK alanında da düşünceler geliştirdi ve analizi ( calculus ) buldu.
Cambridge'e döndüğünde matematik profesörü olarak Barrow'un yerine geçti. 1672'de ilk yansıtmalı TELESKOP'unu yaptı ve Royal Society'ye üye seçildi. Optik konusundaki çalışmalarını içeren bir çalışma yayınladı. Işığın tanecik yapısını açıklayan bu yapıt, Robert Hooke'un dalga kuramına ters düşüyordu. Gerçekte, iki kuram da belirli açılardan doğruydu; ama Hooke ile Newton arasındaki tartışma yıllar sürdü.
Newton'un hareket ve yerçekimi yasalarını özetlediği DİNAMİK konusundaki çalışmalarını açıklayan Principia ( İlkeler ) 1684'te, Opticus ( Optik ) ise, 1704'te yayınlandı. Newton, dinbilim, SİMYA ve eski uygarlıklar konusundaki çalışmaları, günümüzde unutulmuştur.
Bilimin öncülerini tarih sürecinde bir dizi yıldız olarak düşünürsek, dizide konum ve parlaklığıyla hepsini bastıran iki yıldız vardır: Newton ve Einstein. Yaklaşık iki yüz yıl arayla ikisi de fiziğin en temel sorunlarını ele aldılar; ikisinin de getirdiği çözümlerin madde ve enerji dünyasına bakışımızı kökten değiştirdiği söylenebilir. Newton Galileo ile Kepler'in, Einstein, Newton ile Maxwell'in omuzlarında yükselmiştir. Newton çok yanlı bir araştırmacıydı: matematik, mekanik, gravitasyon ve optik alanlarının her birindeki başarısı tek başına bir bilim adamını ölümsüz yapmaya yeterdi. Yüzyılımıza gelinceye dek her alanda bilime model oluşturan fiziksel dünyanın mekanik açıklamasını büyük ölçüde ona borçluyuz.
Newton başlıca kuramlarının ana çizgilerini genç yaşında oluşturmuştu. Ne var ki, ulaştığı sonuçları açıklamada acele etmek şöyle dursun, onu bu yolda yirmi yıl geciktiren bir çekingenlik içindeydi. Dostu Helmud Halley'in ( Halley kuyruklu yıldızını bulan astronom ) teşvik ve ısrarı olmasaydı, bilim dünyasının en büyük yapıtı sayılan Doğa Felsefesinin Matematik İlkeleri ( 1687'de yayımlanan kitap genellikle '' Newton'un Principia'sı '' diye bilinir ) belki de hiç bir zaman yazılmayacaktı.
Kütle, kuvvet gibi önemli kavramların nicel olarak oluşturulması fiziğin bir takım geleneksel saplantılardan arınmasını sağlayan büyük bir ilerleme olmuştur.
Aristoteles geleneğinde göksel nesnelerin çembersel devinimleri açıklama gerektirmeyen '' doğal '' bir olaydı.
